25 Haziran 2012 Pazartesi

Saçmalıklar Dizisi

,

Sanıyorum ki birçok kişi bu aralar "Nasıl bir ülkede yaşıyoruz?" sorusunu soruyordur kendi kendine. Kafalarımızın içi ne ara bu kadar örümcek bağladı, ben de merak ediyorum elbet.

Kürtaj yasağı ile ilgili yoğun tepkiler sonucu devlet geri adım attı. Bu sonuç alınana kadar tepki veren kadınlar da birilerinin gözünde "hafif" oldu tabi. Hakkını korumak, kendi bedeninle ilgili karar verme özgürlüğüne sahip olmak ve bunlar için tepki vermek "hafiflik" oluyor anlayacağınız.

Anne olmak büyük olduğu kadar korkutucu bir sorumluluktur. Siz hiç zevk için hamile kalıp sonra da kürtaj yaptıran bir kadın gördünüz mü? Yaşananların, hataların cezasını doğmamış bir çocuğa çektirmektir kürtaj yasağı. Hazır hissetmek, maddi olgunluğa sahip olmak, manevi olgunluğa sahip olmak ve daha nice sebep... Nice sebebin pozitif yönü desteklemelidir anne olma kararını. Buna devlet karar veremez.

Peki ya bugün? Bugün de bambaşka bir rezilliğe uyandık. Umarım bir yerlerde yanlış anlaşılma vardır da bu kadar küçülmeyiz. Hamile kalan kadının ailesine, babasına haber veriliyor. O kadar modern bir ülkede yaşıyoruz ki... Töre ve kadın cinayetlerinin durdurulmasında etkili olamayan, kadınları korumayan devlet bir de davetiye çıkarıyor bunlara. Yaşadığından sırf geleneklere aykırı diye utanan kadının omzuna, bir de baba ağırlığı biniyor. Kulağımızı da çekerler mi acaba?

Daha neler göreceğiz? Kim bilir...

8 Haziran 2012 Cuma

İlkokul Yılları

,

                Çocukluğunu 90’lı yılların başında yaşamış olanlar için çok özel günlerdi ilkokul yılları. Her şeyin kolayca elde edilebildiği yıllar değildi bizim çocukluğumuz.
                Serbest kıyafetle okula gidilen günün heyecanını kim unutabilir? Altı üstü saçma sapan bir pikniğe gitmek için günler öncesinden seçilirdi giyilecek kıyafet. Sürekli okul forması ile görülen arkadaşların kot pantolon ve farklı bluz ile görüldüğü an nasıl da şaşırtıcı olurdu. Okul arkadaşı, sadece okul üniforması giyen biriydi sanki.
                Kalemlerin, silgilerin ve defterlerin daha düz olduğu zamanlardı 90’ların ortaları. Üzerinde değişik figürlerin olduğu defterler ilgi çekerdi ve herkeste olmazdı. Çok renkli boya kalemleri ve hatta uçlu kalem bile mutlu ederdi bizi. Okul alışverişi için heyecanlanırdık.
                Ve karne günleri… Şimdiki gibi devletin verdiği şifreler ile notlara girilip bakılamıyordu önceden. Gelecek notları bildiğimiz halde, ilk kez karne üzerinde basılı olarak göreceğimiz için uyuyamazdık.
Bahsettiğim heyecanlar herkes için çok geride kaldı. Artık oğu okulun “serbest kıyafet günü” var. Süslü, kokulu ve değişik kırtasiye ürünleri herkesin alabileceği fiyatlar ile her yerde satılıyor. Karne heyecanı da yok, birkaç gün önce internete girip şifrenizi yazdığınızda notlar önünüze dökülüveriyor. Ne anladım ben?
Çocukluğumuz güzelmiş…
 

Kağıttan Bardak Copyright © 2011 | Template design by O Pregador | Powered by Blogger Templates