7 Şubat 2013 Perşembe

Aşk Bazen...

,
Tam da 4. yılımızı kutlamak için planlar yaptığımız günlerde gözüme eskiden yazdığım bir yazı çarptı. Değişen tek şey geçen zaman olmuş, ne güzel...


Hayata dair en güzel anıları başlatan...
"Güne yalnız uyanmak yok artık" diyorsun içinden ta en başında. Biliyorsun yanında olacağını hep. Aylarca tartmışsın çünkü sevgisini. Karar verene dek çok denemişsin onu.

Bir masal gibi her anı. Ocağın karında ve şubatın buz gibi soğuğunda elele dolaştırıyor insanı sahilde. Üşüyorsun aslında ama hissetmiyorsun. O eller birleşinceye kadar karşılıklı verilen çaba ısıtıyor seni.
Her anı ayrı heyecanlı. 

İlk elele tutuşulan dakikalar sanki şu an gibi gözlerinin önünde. Kıyamıyorsun somurtmuş yüzüne. Bir anda dokunuveriyorsun eline. O, zaten dünden razı. Bu anı bekliyor cesaretsizce. Gözleri parlıyor ellerine dokunduğunda. En az seninki kadar hızlı atıyor kalbi, biliyorsun.

İlk öpücük hiç gitmiyor gözlerinin önünden, aradan aylar geçse de. O da istiyor senin kadar dudaklarınızın temasını. Ama çekiniyor, tıpkı senin gibi. Sanki bir film setinde gibi oluyor ilk öpücük. Metronun girişinde veda ederken senin onu öptüğün anda öpüyor o da seni. Eve havada süzülerek gidiyorsun. Vapura bindiğini bile hatırlayamadan hem de.

Yanında uyuduğun ilk gece sanki başından sonuna bir rüya gibi. Sarılıyor sana sımsıkı. nefesini hissederek saatler geçiyor sabaha kadar. Herkes uyumuş gibi yapsa da, aylar sonra ortaya çıkıyor aslında o gece kimsenin uyuyamadığı.

İlkler birbirini kovalıyor artık ortak olan hayatınızda.
Daha önce de gezdiğin yerler beraber olduğunuzda sanki yeni yıl için süslenmiş gibi geliyor gözüne. Işıklar daha parlak. Dünya daha güzel. İstiklal Caddesi'nde uzun yürüyüşler, beraber içilen biralar, yemekler, kaçamak tatiller...

Ailenle de tanıştırıyorsun onu. Hayatındaki en yakın arkadaşın çünkü o. Sevgili olmanın ötesinde en sağlam dostun. Hiç korkmadan kendini bırakabileceğin insan. Çok seviyorlar onu. Zaten biliyorsun seveceklerini. Eminsin. Onunkiler de seni seviyor. Bir anda evlerinin yeni kızı oluyorsun.

Hayat sürprizlerle dolu ama konu o olduğunda hiç yapmıyor kötü şakalarından. Daha insaflı davranıyor sana dünya. Bozmuyor aranızı. 
Hayallere her gün yenisi ekleniyor. Kendine bile klişe gelen şeyler, onunla değer kazanıyor.

Mektuplar, gül yaprakları, mumlar, sevgi dolu günler, geceler, kahkahalar, ağlamalar, uzun yürüyüşler, midedeki kelebekler derken aylar, yıllar geçiyor sevgiden bir parça bile eksiltmeden.

Ülkenin bambaşka yerlerinde yaşayan ve hayatlarının kesişmesi neredeyse imkansız olan iki ayrı kişinin, bir zaman diliminde Lüleburgaz'dan İstanbul'a uzanıyor hikayesi.

Zıt kutupların, ballı baharatlı karışımı...

Sürpriz Gelmiş Hoşgelmiş

,


Ocak ayının ilk günlerinde aldığım bir mailde Biscolata'nın bana bir sürpriz yapmak istediğini öğrendim. Adres paylaşımı vs derken meraklı bekleyiş başladı.
Aradan birkaç gün geçtikten sonra tam da okulda sınava girmek üzereyken gelen telefonda "Çok hoş bir delikanlı gelip seni sordu" cümlesini duyduğumda anladım ki sürprizi getiren normal kargo çalışanı değildi. Pişmanlık dolu o anı tahmin edebilirsiniz. Elbette o dersten bütünlemeye kaldığımı da...
Eve geldiğimde ise bu tatlı sürprizi buldum. Fotoğraflarını paylaştığımda gözlerini ayıramayan arkadaşlarım da ayrı bir konu tabii. Bir sene boyunca her ay ayrı bir fıstık ile günleri takip edeceğim. 
 

Kağıttan Bardak Copyright © 2011 | Template design by O Pregador | Powered by Blogger Templates