8 Mayıs 2012 Salı

Biçimsiz Mimarlık

,
Mimarlık oldum olası saygı duyduğum bir meslektir. Okuması da yapması da eğlencelidir üstelik. Tasarım kavramı en başta eğlenceli zaten.
Sokakta yürürken ya da araba ile giderken gözüme çarpan bazı binalar şehirlerin silüetinde ergenlik sivilcesi gibi duruyorlar. 
İstanbul'un Kadıköy ilçesinde manzara uzaktan bakıldığında güzeldi bir zamanlar. Haydarpaşa Garı ve Marmara Üniversitesi'nin tarihi binası arasında dalıp giderken inceden bir hayranlık beslerdim yaşadığım şehre. Şimdilerde ise rıhtımın ilerisine hangi şehir planlama mantığı ile inşa edildiğini anlamadığım devasa bir otel görüyorum. Diğer tüm binalardan yüksek ve Kadıköy'ün tarihi yapısından oldukça uzak olacak kadar modern. Sevemedim gitti...
Bir de peynir kutusu gibi inşa edilen sinir bozucu binalar var. Yıllarca eğitimini aldığınız bir mesleği icra ederken yeteneğinizi ve bilginiz ortaya koymanız gerekir, değil mi? Bunu düşünürken, bu tarz çirkin binaları çizenlerin diplomalarının kaynağını sorguluyorum. 
Evin en güzel bölümü olan balkonu projelerden çıkarmak nedendir, biri bana söylesin. Konfor uğruna, nefes almaktan vazgeçiyor insanlar.
Eğitim sistemimizdeki boşluklar, insanın zevkindeki boşluklarla birleşince ortaya çıkan yapılar bir şehrin manzarasının canına okuyabiliyor. Keşke bu kadar kolay olmasa. 
Başka İstanbul var mı?

0 yorum to “Biçimsiz Mimarlık”

Yorum Gönder

 

Kağıttan Bardak Copyright © 2011 | Template design by O Pregador | Powered by Blogger Templates