Tarihe saygı duyamıyoruz nedense. Dünyanın her yerinde, nerdeyse pamuklara sarılıp saklanan tarihi eser ve yapılar, ülkemizde kundaklanmaya çalışılıyor. Haydarpaşa Garı’nın başına gelenleri hepimiz hatırlıyoruz elbet. İstanbul’un en güzel manzarasına sahip yerinde bulunan bu nadide yapı “ihmal” sonucu neredeyse kül oluyordu. “İhmal” dile kolay.
Hayat anılardan ibaret aslında. İstiklal Caddesi’nin üstündeki tarihi taş binaların dili olsa da gördüklerini anlatsa bizlere. Kimsenin daha önce içinde yaşamadığı, enerjisi olmayan mekanlarda yaşadıkça, yaşamaya çalıştıkça kuruyoruz. Kapısı otomatik açılan asansörler yerine, aşınmış taş merdivenlerin güzelliğini görebilse herkes... Sanat anlayışımız bile o kadar “ucube” ki, anlamamız imkansız.
Söylediklerim sizin için bir şey ifade etmiyorsa, sadece bir kez tarihi yarımadayı gezmenizi öneririm. Alışveriş merkezlerinin içinde havasız geçirdiğiniz tüm günlerden daha güzel olacaktır.