2 Mayıs 2012 Çarşamba

Sosyal İntihar

,
     Asosyal insanları oldum olası anlayamadım. Birkaç saatten fazla yalnız kaldığında sıkılan birinin, yalnız kalmaktan hoşlanan insanları anlaması mümkün değil zaten. Yaşarken ölmek gibi bir şey sanırım sosyal intihar.
Yakın arkadaşların, dostların varlığı ile çabucak geçen zor günlerin varlığı bilmek ne kadar da güzeldir. Yalnız insanlar, yalnız kalmayı tercih edenler zor anlarında kendileriyle mi konuşur? Tercihlerini yanlış kullanıyor birileri. Yalnız olmak ne saçma bir tercih.

     Bu duruma örnek olabilecek bir tanıdığım vardı. Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden birinde, çoğu kişinin imreneceği bir bölümün öğrencisiydi. Onca kalabalığın içinde, oldukça sosyal bir ortam olan üniversitede bile yalnızdı. Ne kendisiyle aynı dönem olan insanları tanırdı, ne de insanlar onu. Hayatının yakınına yaklaşan insanları birkaç saat içinde en yakın arkadaşı ilan ederdi. Herkes gibi ben de yadırgamıştım bir anda dost sıfatına sahip olmayı. O ve benzeri insanların ortak noktası da paylaşamama hissidir genellikle. Kimseyi dâhil edemedikleri hayatlarına, kazara birisi dâhil olursa vazgeçemezler bu yeni karakterden. Hal böyle olunca da gene yalnız kalırlar. İnsanın sosyal bir canlı olmasından sebep, tek arkadaş ile geçmeyecek kadar kısa ömür.

     Çevremdeki sosyofobikler er ya da geç hatalı olduklarını anladılar. Okulda her gün yüz yüze gelip çay aldıkları insana, sadece bir kez bile günaydın dememiş olanlardır onlar. Yılların üstüne ağızlarından çıkan “günaydın” sözcüğü de öyle havada kalır ki, anlatamam. Kimseyi umursamadan yaşayarak sevilmezler, sevilmek istediklerinde ise genellikle geç olmuştur.

     Unutmayın, televizyon sizinle kahve içip muhabbet edemez. Bilgisayar da zor günlerinizde sizinle ağlayıp destek olamaz. Ömür yalnız geçer mi?

0 yorum to “Sosyal İntihar”

Yorum Gönder

 

Kağıttan Bardak Copyright © 2011 | Template design by O Pregador | Powered by Blogger Templates